Diğer bilişsel mekanizmalarımız gibi hafıza da beynin evriminin bir ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Yine bu süreçte hafızalarımız belirli tur anıları daha iyi hatırlamak için ayarlanmıştır. Örneğin, insan hafızası görsel ve derin anlamlı (derin semantik) anıları diğer tür anılardan daha iyi ve hızlı hatırlama yetisine sahiptir. Nairne ve arkadaşları 2008’de yayınladıkları makaleleri ve devamında bir seri araştırmayla bu tur daha hassas olduğumuz anı türlerine “sağ kalma anılarını” da eklediklerini iddia ettiler. Bu argümana göre zihnimiz atalarımızın yasadığı çevrede yiyecek bulma ve yırtıcılardan korunma yani kısaca sağ kalma ile ilgili bilgileri hatırlamak üzere evirilmiştir ve bu nedenle bu tur bilgiler diğer nötr bilgilere göre daha iyi hatırlanacaktır.
Bu argümanı test etmek için Nairne ve ark. (2008) çalışmasında denekler 6 gruba ayrıldı ve her gruba bir kelime listesi verildi. “Hoşa gitme” ve “Oluşturma” gruplarında deneklerden gösterilen her kelimenin ne kadar hoşlarına gittiklerini, “İmgeleme” grubunda kelimeleri ne kadar imgeleyebildiklerini, ve “Öz Referans” grubunda her kelimeyi kendileriyle ne kadar ilişkilendirebildiklerini derecelendirmeleri istendi. Buna ek olarak “Öğrenme” grubunda deneklerden kelimeleri ezberlemeleri istenirken, Oluşturma grubunda kelimeler ilk üç harfleri yer değiştirmiş olarak verildi. Son olarak kritik grup “Sağ Kalma” grubunda deneklerden evrimsel atalarımızın yasadığı çevreyi hatırlatacak şekilde kendilerini yabancı bir savanada kaybolmuş ve önlerindeki birkaç ay için yemek bulma ve yırtıcılardan korunma ihtiyacı içinde hayal etmeleri ve listedeki kelimeleri sağ kalmaları için gerekliliklerine göre derecelendirmeleri istendi. Daha önceki araştırmalarda İmgeleme, Hoşa gitme, ve Öz referansa göre derecelendirilmesi istenen kelimelerin sadece ezberlemeye göre daha iyi hatırlandıkları bulunmasına rağmen Nairne ve arkadaşlarının (2008) bu deneyinin sonuçları “Sağ Kalma” grubundaki kelimelerin bu gruplardakilerden bile daha iyi hatırlandığını gösterdi.
Tabii ilk akla gelen “Sağ Kalma” grubundaki deneklere verilen senaryonun diğer gruplara göre bir avantaj sağlaması problemi. Senaryo halinde imgelenebilen kelimelerin daha iyi hatırlandığını gösteren bulgulara karşı Nairne ve ark. (2008) ikinci bir deneyde “Sağ Kalma” grubunun kontrolü olarak diğer gruba bir tatil senaryosu verip deneklerden kelimeleri tatilde duyulabilecek ihtiyaçlara göre derecelendirmelerini istedi. Bu deneyin sonucunda da “Sağ Kalma” grubu “Tatil” grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde daha çok kelime hatırlamayı başardı. Bu iki deneyin sonucunda yazarlar insanların evrimsel olarak atalarımızın yasadığı dünyaya benzer bir ortamda sağ kalmayla ilgili bilgileri daha iyi hatırladığını ve bu etkinin diğer tüm hafıza etkilerininkinden (görsel ve semantik) daha güçlü olduğunu gösterdiklerini iddia etmişlerdir. Buna bağlı olarak Weinstein ve ark. (2008) atalarımızın yasadığı cevrede gecen senaryolarla ilgili bilgilerin daha iyi hatırlandığını iddia etmişlerdir. Bu argüman hiçbir tecrübemizin olmadığı ortamlarla ilgili bilgileri daha iyi hatırlamak üzere bir yatkınlıkla doğduğumuzu varsayabileceği için başlıbaşına ilginçtir.
Araştırmanın sonuçları ilginç dahi olsa hala akla birkaç problem geliyor. Bunların ilki kontrol grupları ile ilgili. İlk deneyde yer alan kontrol grubu problemini yazarlarda görerek ikinci deneyi ekleme ihtiyacı duymuşlar. Ama görünüşe göre ikinci deneydeki kontrol grubu da bu problem tam olarak ortadan kaldırmıyor. Kontrol grubunun daha az etkileyici ve daha az imgelenebilecek bir tatil senaryosu olması hala sağ kalma senaryosunun daha canlı bir senaryo olusunun avantaj sağladığı ihtimalini düşündürüyor. Bu soruyu yanıtlamak için Soderstrom ve McCabe (2011) bir gruba Nairne ve arkadaşlarının kullandığı sağ kalma senaryosunu vermiş, kontrol grubundan ise kendilerini atalarımızın yasadığına benzer savanalar yerine hayali modern bir dünyada ve yırtıcılar yerine zombilerden korunmaya çalışırken hayal etmelerini istemiştir. Deneyin sonucunda Soderstrom ve McCabe kontrol grubunun daha çok kelimeyi hatırladığını göstermişlerdir. Her ikisi de sağ kalma senaryosu olmasına karşın neden hayali zombi senaryosunun daha iyi hatırlamaya yol açtığı ile ilgili evrimsel bir hipotez geliştirmek güç. Bu sonuç Nairne ve ark. (2008) sonuçlarının senaryonun canlılığına bağlı olarak değişebileceğini gösterdiği için önemli. Ayrıca bu sonuçlar Weinstein ve ark. (2008) tarafından ortaya atılan ve atalarımızın yaşadığı çevreyle ilgili bilgilerin daha iyi hatırlandığı hipotezine de doğrudan ters düşüyor.
Weinstein ve ark. (2008) hipotezi de ortadan kalktığında aslında adaptif hafıza fikri de ilginçliğini yitiriyor. İnsanların ve hayvanların laboratuvar ortamında bu tur senaryoları kullanarak değil de doğrudan sağ kalmalarını etkileyecek koşullarda yiyecek bulma ve ya yırtıcıdan korunma ile ilgili bilgileri daha çabuk öğrenmeleri ve hatırlamaları kendi başına çok da ilginç bir fikir değil. Özellikle öğrenmenin tek başına bu problemi çözmek için evrildiği düşünülürse…
Kaynakça
Nairne, J. S., Pandeirada, J. N. S., & Thompson, S. R. (2008). Adaptive memory: The comparative value of survival processing. Psychological Science, 19, 176–180.
Soderstrom, N., & McCabe, D. (2011). Are survival processing memory advantages based on ancestral priorities? Psychonomic Bulletin & Review, 18, 564-569.
Weinstein, Y., Bugg, J. M., & Roediger, H. L. (2008). Can the survival recall advantage be explained by the basic memory processes? Memory & Cognition, 36, 913–919.
1 yorum:
Hayatta kalmanın aksine negatif etkiler yaratacak anıların hatırlanmasına yol açabilecek evrimsel mekanizmalar da mevcut mu sorusu takıldı aklıma.
Yorum Gönder