Darwin’in cinsel seçilim teorisinden hareketle eş bulma rekabeti ve eş seçimi kriterlerinin farklılığı yüzünden kadın ve erkek davranışının farklılaşmasını bekleyebiliriz (Geary, 2010). Fakat evrimsel açıklamaları doğrudan test etmek çoğu zaman zor. Davranışta cinsiyet farklarının evrimsel (distal) sebebi ne olursa olsun bunların daha doğrudan incelenebilecek fizyolojik (proximal) temelleri olmalı. Melissa Hines’ın Trends in Cognitive Sciences dergisinin Ekim 2010 sayısında çıkan makalesi bu temellerle ilgili son araştırmaların bir özetini sunuyor.
Hines makalede özellikle kız ve erkeklerin doğum öncesinde maruz kaldıkları testosteron düzeyi üzerinde duruyor. Testosteron vücudu şekillendiren ana erkeklik hormonu. En fazla testisler tarafından salgılanıyor. Fakat böbreküstü bezi ve yumurtalıklar tarafından da bir miktar salgılandığından kadınları da etkiliyor. Diğer hormonlar gibi testosteron da uygun reseptörlerin olduğu her vücut bölgesini etkiliyor. Buna elbette beyin de dahil.
Kadın ve erkek davranışı arasında birçok fark olduğunu biliyoruz. Bu farkların ortaya çıkmasında gelişim sırasındaki sosyal etkilerin önemli bir rol oynadığını da biliyoruz (Bussey & Bandura, 1999). Acaba bu farklarda doğumdan ve dolayısıyla sosyalleşmenin başlamasından önce maruz kalınan testosteron da rol oynuyor olabilir mi? Özellikle de geleneksel olarak ancak sosyalleşmeyle açıklanabileceği düşünülen oyun tarzı ve oyuncak tercihi farkları üzerinde?
Birkaç farklı tür araştırmadan gelen veriler cevabın muhtemelen evet olduğunu gösteriyor. Birincisi doğuştan gelen androjen fazlalığı (congenital adrenal hyperplasia, CAH) denen genetik bozukluğa sahip kızlar üzerinde yapılan araştırmalar. Bu bozukluk doğum öncesinden itibaren böbreküstü bezinden aşırı testosteron salgılanması yüzünden kızlarda cinsel organlarda erkeksileşmeye yol açıyor. Aynı zamanda bu kızlar daha erkeksi davranışlar sergiliyorlar. Mesela daha fazla vurdulu kırdılı oyun oynuyorlar. Ve normal kızlara göre kız oyuncaklarıyla (bebekler, makyaj malzemeleri, vs.) oynama süreleri azalırken erkek oyuncaklarıyla (arabalar, silahlar, vs.) oynama süreleri artıyor (Pasterski ve ark., 2005).
Bu farklar doğrudan testosteronun etkisinden değil de sosyal etkilerden kaynaklanıyor olamaz mı? CAH’lı kızlar erkeksi bir görünüme sahip oluyorlar. Sırf bu yüzden anne-babaları tarafından farklı muameleye maruz kalıyorlar, mesela erkeksi davranış göstermeleri daha fazla hoş görülüyor olabilir mi? Son araştırmalar durumun bunun tam tersi olduğunu gösteriyor: CAH’lı kızlar anne-babaları tarafından tipik kız davranışları göstermeye normal kızlara göre daha da fazla teşvik ediliyorlar (Pasterski ve ark., 2005).
İkinci tür araştırma normal düzeydeki doğum öncesi hormonların etkisine bakanlar. Hamilelik sırasında normal gelişen fetüslerin amniyotik sıvısındaki testosteron yoğunluğunun yüksek olması daha sonra çocukluk yıllarında kızların oyun tarzının daha erkeksi olmasına yol açabiliyor (Hines ve ark., 2002). Bu kızların cinsel organları görünüş olarak normal olduğu için ve anne-babalar çocuklarındaki testosteron düzeyini bilmedikleri için bu davranış farklılığını sosyal etki farklılığıyla açıklamak mümkün görünmüyor.
Gene de insan gelişimi söz konusu olduğunda sosyal etkileri tamamen dışarıda bırakmak çok zor. Bu yüzden üçüncü tür araştırma diğer primatlarda benzer farkların varolup olmadığına bakıyor. Alexander ve Hines’ın (2002) bulgularına göre erkek Afrika yeşil maymunları (vervet monkey) dişilerle karşılaştırıldığında erkek oyuncaklarını daha çok tercih ederken kız oyuncaklarını daha az tercih ediyorlar.
Testosteronun oyuncak tercihi üzerindeki etkisi giderek daha tartışmasız hale gelse de hormonların davranışı doğrudan etkilemediğini biliyoruz. Hormonlar beyni uyarır, beyin de davranışı üretir. Testosteron hangi beyinsel ve psikolojik mekanizmayla oyuncak tercihini etkiliyor olabilir? İlk akla gelebilecek psikolojik sebeplerden biri şekil ve renk tercihi farklılıkları. Erkek oyuncakları genellikle köşeli ve mavi olurken kız oyuncakları yuvarlak ve pembe oluyor. Fakat Hines’ın henüz baskıda olan bir başka araştırmasında 12-24 aylık çocukların bakma tercihinde standart farkı bulunurken (erkekler erkek oyuncaklarına, kızlar kız oyuncaklarına daha çok bakıyorlar) oyuncakların rengine ve şekline bağlı bir tercih farkı bulunmamış. Öyle görünüyor ki oyuncak tercihlerindeki fark renk tercihlerindeki farktan önce ortaya çıkıyor. Bir başka ihtimal erkek çocukların hareket ettirilebilen oyuncaklardan hoşlanıyor olması. Bu da doğum öncesi testosteronun beyindeki görme sisteminin gelişimini özel bir şekilde etkilemesinden kaynaklanıyor olabilir (Alexander, 2003; Amunts ve ark., 2007).
Oyuncak tercihi konusu ilk bakışta tamamen sosyal bilimlerin alanına giren bir konu olarak görülebilir. Fakat evrimsel, genetik, hormonal, beyinsel ve bilişsel temelleri olması nedeniyle aslında bütün davranış bilimcilerin ilgisini çeken bir konu. Bu yüzden de hem sosyal bilimlerde hem de biyolojik bilimlerde yetkin olan davranış bilimcilere ihtiyaç duyan bir konu. Bu iki bilim alanının politik kaygılarla birbirinden ayrı tutulmasına karşı çıkanlar çoğaldığında bilimsel ilerleme de şüphesiz daha hızlı olacaktır.
Kaynaklar
Alexander, G. M. (2003). An evolutionary perspective of sex-typed toy preferences: Pink, blue, and the brain. Archives of Sexual Behavior, 32, 7-14.
Alexander, G. M., & Hines, M. (2002). Sex differences in response to children’s toys in nonhuman primates (Cercopithecus aethiops sabaeus). Evolution and Human Behavior, 23, 467-479.
Amunts, K., ve ark. (2007). Gender-specific left-right asymmetries in human visual cortex. The Journal of Neuroscience, 27, 1356-1364.
Bussey, K., & Bandura, A. (1999). Social cognitive theory of gender development and differentiation. Psychological Review, 106, 676-713.
Geary, D. C. (2010). Male, female: The evolution of human sex differences. Washington, DC: APA Press.
Hines, M. (2010). Sex-related variation in human behavior and the brain. Trends in Cognitive Sciences, 14, 448-456.
Hines, M., Golombok, S., Rust, J., Johnston, K. J., Golding, J., the ALSPAC study team (2002). Testosterone during pregnancy and gender role behavior of children: A longitudinal population study. Child Development, 73, 1678-1687.
Pasterski, V. L., Geffner, M., Brain, C., Hindmarsh, P., Brook, C., & Hines, M. (2005). Prenatal hormones versus postnatal socialization by parents as determinants of male-typical toy play in girls with congenital adrenal hyperplasia. Child Development, 76, 264-278.
0 yorum:
Yorum Gönder