Asalak bir yaban arısı yumurtalarını bir örümceğin karnına bırakıyor. Larvalar ortaya çıkmadan önce örümcek ördüğü tipik ağlara benzemeyen garip bir ağ örmeye başlıyor. Ağ tamamlandıktan hemen sonra örümceği içinden yemekte olan larvalar dışarı çıkıp ağın üstünde kendi kozalarını oluşturmaya başlıyorlar. Örümcek bu sırada ölmüş oluyor.
Asalak bir yassı solucan normalde karanlık ve kuytu köşeleri seven bir salyangozun beynine giriyor ve onu gün ışığında gezinmeye sevkediyor. Aynı zamanda salyangozun antenlerinin şişmesini ve kuşların sevdiği böcekler gibi kıpırdanmasını sağlıyor. Bu sayede salyangoz kolayca bir kuşa yem oluyor. Kuş da solucanın yeni konağı oluyor ve kuşun dışkısının diğer salyangozlar tarafından yenmesi sonucu solucan kendini diğer salyangozlara bulaştırmış oluyor.
Bunlar bazı asalakların kurbanlarının davranışını içeriden yöneterek onları adeta zombi haline getirdiğini, onları kendilerinin işine yarayacak ama kurbanın kendisi için ölümcül olacak davranışlar yapmaya sevkettiğini gösteren örneklerden sadece iki tanesi. Asalakların nasıl bir mekanizmayla konakçıların davranışını kontrol ettiğini bilmiyoruz. Fakat davranış söz konusu olduğuna göre nörotransmiterler ve hormonlar gibi kimyasal maddeler yoluyla olmalı. Evrimsel biyolojideki asalak-konakçı ilişkisinin en uç örneklerini oluşturan bu davranışlarla ilgili araştırmalar özellikle son yıllarda yoğunlaştı. İnsanların da aralarında olduğu diğer örnekleri Scientific American’ın sayfasından okuyabilirsiniz:
Slayt gösterisine de bakmayı unutmayın:
Özel olarak Toxoplasma gondii’nin marifetlerinden bahseden çok ilginç bir konuşma için:
1 yorum:
İnsanlar da bunun aynısını beyin yıkama yöntemiyle yapıyor. İnsanların beynine girerek onları zombi haline getiriyor.
Efsun
Yorum Gönder