27.04.2015

İnsanın Evrimi ve Kuran


Rana Dajani
Nature dergisinin bu haftaki sayısında moleküler biyolog Rana Dajani’nin “Why I teach evolution to Muslim students” başlıklı kısa bir yazısı yayınlandı. Dajani Ürdün’deki Haşimi Üniversitesi’nde Müslüman öğrencilere evrim teorisini anlattığını, öğrencilerin önce evrim fikrine karşı düşmanca bir tutum sergilediğini ama dönemin sonunda çoğunun bu fikri kabul ettiğini söylüyor. Dajani’nin dediğine göre öğrenciler bu sayede kendilerine söyleneni körü körüne kabul eden değil sorgulayan ve bağımsız düşünen sorumluluk sahibi yurttaşlar haline geliyorlar.

Öğrencilerden bazıları Dajani’yi üniversite yönetimine şikayet etmiş. Fakat Dajani’nin evrimi anlatırken yararlandığı kitaplar üniversitenin önceden onayladığı kitaplarmış. Dajani üniversite yönetimini ikna ettikten sonra şikayetçi öğrencilerle de oturup uzun uzun konuşmuş. Öğrenciler genellikle diğer türlerin evrim sonucu oluştuğu fikrine sonunda ısınmışlar. Fakat insanın da evrim sonucunda oluştuğu fikri çoğu için tabuymuş. Bunun sebebi Kuran’da ilk insanın kendi başına (anne-babasız) yaratıldığının söylenmesi.

Geleneksel bir Müslümanın evrim fikrini kabul etmesinin önündeki en büyük engel gerçekten de bu: insanın da evrim sürecinin bir parçasından ibaret olması. Geleneksel Müslümanlara göre bu Kuran’da açıkça reddedilen bir fikir. Dajani ise burada doğrudan bu itiraza karşı çıkmak yerine tabiri caizse yan çiziyor. Söylediği özetle şu: Kuran doğayı gözlemeyi, doğa hakkında düşünmeyi ve bilgi edinmeyi öğütler ama Kuran bilimle ilgili bir ders kitabı değildir. Yani doğayla ilgili elde ettiğimiz sonuçları doğrulamakta ve yanlışlamakta kullanılamaz. Kuran başka konularda olduğu gibi bilimsel pratik konusunda da sadece ahlaki bir yol göstericidir. Bilimsel bir sonuçla bir Kuran yorumu arasında uyuşmazlık olursa elde ettiğimiz sonuçta da bir yanlışlık olabilir, Kuran yorumunda da.

Dajani’nin bu yazıyı neden yazdığını ve Nature’ın neden yayınladığını tahmin etmek zor değil. İslami düşünceyle bilim karşıtlığı ve tahammülsüzlük son zamanlarda bu kadar eşleşmişken Batı’ya “İslam dünyasının tamamı sandığınız gibi değil” mesajını ve Müslümanlara “modern bilimi ve özellikle evrimi İslamiyet’le uyumlu gören Müslümanlar var” mesajını vermek önemli. Fakat aynı zamanda yazıda hem kısalığından hem de pratik amaçlı olmasından kaynaklanan bir entelektüel derinlik yoksunluğu var. İlk olarak Kuran’ın doğayı bilimsel amaçlı olarak incelemeyi teşvik ettiği fikri eleştirilebilir. Nitekim Kuran’daki doğayı gözleme ve üstünde düşünme temalı ayetlerin çoğunda bundan çıkarılacak ders Allah’ın varlığının ve yüceliğinin farkına varmaktır: Gözlenecek şey zaten apaçık meydandadır ve bundan çıkarılması gereken sonuç da bellidir. Bu durumda Kuran’ın bilmediğimiz şeyleri öğrenmek için doğayı sistematik olarak incelemeyi (yani bilim yapmayı) teşvik ettiği kolay kolay söylenemez.

Daha öncelikli olan mesele ise Kuran’da yazılanlarla insanın da evrimsel sürecin ürünü olduğu fikrinin uzlaştırılması. Bu yazı bağlamında Dajani bu konuda ikna edici ve geleneksel bir Müslümanı evrim fikrine ısındırıcı nitelikte hiçbir şey söylemiyor. Bu tür bir uzlaşma gerçekten mümkün mü?

Buna evet cevabı vermeye çalışan bir başka yeni tarihli makaleye bakalım. University of California, San Diego’dan nörobilimci Adnan Majid gene bu yıl Al-Bayan dergisinde çıkan makalesinde Kuran’ın imkan verdiği yorum serbestliğinden yararlanarak Adem’in yaratılışıyla ilgili ayetleri insanın evrimleştiği fikriyle uzlaştırmaya çalışıyor.

Majid’in ilk söylediği şey Kuran’da modern bilim tarafından desteklenmeyen birçok ifade olduğu ve bunların çoğunun modern Müslümanlarca sorun olarak görülmediği. Bunların başında Meryem’in bakire doğum yapması gibi mucizeler geliyor. 19/21’de Allah için mucize yaratmanın kolay olduğunun söylenmesini Müslümanlar yeterli bir açıklama olarak görüyorlar. Benzer şekilde Kuran defalarca evrenin altı günde yaratıldığını söylese de bugün çoğu Müslüman bu ifadeleri mecazi olarak yorumluyor ve evrenin 4.5 milyar yaşında olduğunu söyleyen modern bilimle çelişkili görmüyor.

Adem’in yaratılışıyla ilgili ayetler de benzer şekillerde yorumlanarak evrim teorisiyle çelişmeyecek hale getirilebilir mi? Majid bu amaçla Adem’le ilgili Kuran kaynaklı beş iddiayı ele alıyor:

1. Kuran Adem’in topraktan yaratıldığını söyler. Bu ilk insanın evrimleşmeyip yoktan yaratıldığını gösterir.

Kuran’da Adem’in hangi maddeden yaratıldığıyla ilgili birçok ayet var. Bunlarda ana madde olarak toprak, balçık, kil gibi anlamlara gelen “turab” ve “tin” kelimeleri geçiyor. Bu ilk bakışta Adem’in başka canlılardan türemeyip yoktan yaratıldığı anlamına geliyor diye yorumlanabilir. Fakat Kuran diğer insanların yaratılmasından bahsederken de ana madde olarak gene “turab”, “tin”, “salsal” ve “arz” kelimelerini kullanıyor. Adem (ve Havva) dışındaki insanların diğer canlılardan türediği kesin olduğuna göre Kuran türemekten veya yoktan yaratılmaktan bağımsız olarak her insan için topraktan yaratılma ifadesini kullanıyor diyebiliriz. Bu da Majid’e göre Kuran’daki ifadelerin Adem’in evrimleştiği fikriyle zorunlu olarak çelişmediğini gösteriyor. Tabii burada başka bir yorum da mümkün: Bütün insanlar Adem’den türediği için bütün insanların bir anlamda Adem gibi topraktan yaratıldığı, ama sadece Adem’in yoktan yaratıldığı (ve dolayısıyla evrimleşmediği) yorumu da yapılabilir. Ama Majid’e göre bu mümkün yorumların sadece biri. Sadece Kuran’ın ne dediğiyle sınırlı kalırsak evrim fikri zorunlu olarak dışlanmıyor.

2. Kuran Adem’in anne-babasız olarak ve bir anda yaratıldığını söyler. Bu ilk insanın evrimleşmeyip yoktan yaratıldığını gösterir.

Kuran İsa’nın Adem gibi yaratıldığını söyler (3/59). Bunun geleneksel yorumu Adem’in de İsa’nın da babasız olduğudur. Fakat Majid gene bunun açıkça söylenmediğini ve tek mümkün yorumun bu olmadığını iddia ediyor. Adem’in bir anda yaratıldığı iddiasının temeli de aynı ayet (3/59). Burada Adem’in yaratılışı “Allah ol dedi ve oldu” (kun fe yekun) diye anlatılır. Fakat “kun fe yekun” ifadesi Kuran’da Allah’ın yaptığı bütün işler için kullanılır. Dolayısıyla bu ifadenin yapılan işin bir anda gerçekleştiğini belirtmesi gerekmez. Son olarak, 38/75’te Allah’ın Adem’i elleriyle yarattığı (halaktu bi yedeyye) söylenir. Majid’e göre Allah evcil hayvanları da elleriyle yarattığına göre (36/71) “elleriyle yaratma” ifadesi evrimleşmeyip yoktan yaratılma anlamına gelmek zorunda değildir.

3. Kuran Adem’in dünyada değil cennette yaratıldığını söyler. Bu, ilk insanın diğer insanlardan çok farklı bir süreçle yaratıldığını gösterir.

Adem’in cennette yaratılıp yaratılmadığı aslında geleneksel Müslümanlar arasında bile tartışmalıdır. Allah’ın meleklere Adem’i yeryüzünde halife kılacağını söylemesi (2/30) yaratılış yerinin dünya olduğunu düşündürebilir. Adem’in ve Havva’nın cennete yerleşmelerinin söylenmesi de (2/35) ilk yaratılış yerinin cennet olmadığını düşündürüyor. Ayrıca cennetin dünyada bir yer olmayıp göksel bir mekan olduğu da kesin değildir. Kuran’da cennet genel olarak ağaçlı bahçe anlamında kullanılır ve bu kullanımların bazılarında açık bir şekilde dünyadaki bahçeler kastedilir (mesela 2/265-266). Son olarak Adem ve Havva cennetten kovulduğunda kendilerine “inin” (ihbitu) denmiş ve bir süre yeryüzünde kalacakları söylenmiş olsa da (2/36-38) Majid’e göre bu inişin niteliği (gerçekten göksel bir mekandan yeryüzüne mi olduğu) kesin değildir. Bu yüzden sadece Kuran’da söylenenlerden hareketle Adem’in dünya dışı bir mekanda yaratıldığı ve dolayısıyla evrimsel sürecin dışında kaldığı sonucuna varmak mümkün değildir.

4. Kuran Havva’nın Adem’den yaratıldığını söyler. Bu en azından Havva’nın evrimsel süreç sonucunda ortaya çıkmadığını gösterir.

Kuran’da birkaç ayette Allah’ın insanları tek bir nefsten (min nefsin vahidetin) yarattığı ve ondan da eşini (minha zevceha) yarattığı söylenir (mesela 4/1). Tevrat’taki kaburga kemiğinden yaratılma ifadesi Kuran’da geçmez (Kuran’da aslında Havva ismi de geçmez). Ama Müslümanlar geleneksel olarak Kuran’daki ifadeyi Tevrat’la uyumlu olacak şekilde anlamışlardır. Oysa Majid’e göre bu gene mümkün yorumlardan sadece biri. Zemahşeri ve Razi gibi klasik dönem tefsircileri Kuran’daki ifadeyi aynı vücuttan yaratılma şeklinde değil de aynı cinsten veya aynı doğaya sahip olacak şekilde yaratılma diye anlamışlardır. Sadece Adem’in değil bütün insanların eşlerinin kendi nefslerinden (min enfusikum) yaratıldığını söyleyen ayetler (mesela 16/72) bu yorumu destekler niteliktedir. Dolayısıyla Majid’e göre Havva’nın Adem’den yaratılması ifadesi Adem’in veya Havva’nın evrimsel sürecin dışında kaldığı anlamına gelmez.

5. Kuran tek başına değil ancak hadislerle beraber yorumlanabilir ve hadisler Adem’in evrimleştiği fikriyle çelişmektedir.

Sünni Müslümanlarca sahih sayılan hadislerde kadınların “kaburga gibi” olduğu ve kaburgadan yaratıldığı söylenmektedir. Majid’e göre bu hadislerde doğrudan Adem’den ve Havva’dan bahsedilmediği için bunlardan kesin olarak geleneksel yorumu çıkarmak mümkün değildir. Gene hadislerde Adem’in cuma günü yaratıldığı söylenir. Majid’e göre bu ifade bir anda yaratılış anlamına gelmeyip yaratılış/evrim sürecinin başlangıç veya bitiş anına işaret ediyor olabilir. Son olarak hadislerde Adem’in yaklaşık 30 metre boyunda olduğu ve her geçen kuşakta insan boyunun biraz daha kısaldığı söylenir. Majid’e göre paleontolojik bulgularda 30 metre boyunda insan kalıntısına rastlanmamış olması bir sorun değildir çünkü Allah bu tür fosilleri modern insanlardan saklamış olabilir.

Sonuç olarak Majid’e göre Kuran evrenin 4.5 milyar yıl içinde yavaş yavaş oluştuğunu söylemediği gibi insanların da milyonlarca yıl süren evrimsel süreç içinde yavaş yavaş bugünkü hallerini aldığını söylemez. Fakat iki sonuç da Kuran’la kesin olarak uyuşmaz değildir. Kuran’ın amacı insanlara bilim öğretmek değil onlara yol gösterici olmaktır. Kuran metninin bize tanıdığı yorum serbestliği Kuran’ın doğrudan söylemediği şeyleri de kabul etmemizi mümkün kılmaktadır.

Majid’in tezlerinin ayrıntılı olarak değerlendirilmesi bu yazının kapsamının dışında kalıyor. Kuran’ın modern bilimle uyumu meselesini daha geniş bağlamda ele aldığımız başka bir yazıda Majid’in tezlerine de değinebiliriz. Fakat konuyla ilgili önceden fikri olmayan birçok okuyucunun edineceği ilk izlenimi hiç saklamadan söyleyebiliriz: Majid’in genel argümanı birçok açıdan eleştiriye açık ve bazı iddiaları gülünçlük derecesinde zayıf. Makale Kuran’ın modern bilimle çeliştiğini düşünen Müslüman olmayan birini de, evrimin Kuran’a uymadığını düşünen geleneksel bir Müslümanı da ikna edici nitelikte değil. Kuran-evrim uyumu tezini savunanların ortaya koyabildiği en güçlü argüman buysa Rana Dajani gibi iyi niyetli Müslüman eğitimcilerin işinin hiç kolay olmadığını söyleyebiliriz.


Kaynaklar

Dajani, R. (2015). Why I teach evolution to Muslim students. Nature, 520, 409.
  
Majid, D. S. A. (2015). Qur’anic interpretive latitude and human evolution: A case study. Al-Bayan: Journal of Qur’an and Hadith Studies, 12, 95-114.